Kuran, baştan sona bir manifestodur
Bu yazıda, Kuran-ı Kerim’in tarih öncesinden gelen batıl inançlara karşı bir manifesto olduğunu göstermeye çalışacağım.
Aklımdan Geçenler
Bu yazıda, Kuran-ı Kerim’in tarih öncesinden gelen batıl inançlara karşı bir manifesto olduğunu göstermeye çalışacağım.
Bu gece, Kuran-ı Kerim’deki Musa ve Hızır Kıssası’nda anlatılanların aslında bir flashback (geçmişe dönüş) olabileceği teorisi üzerinde duracağım.
Kuran-ı Kerim’de geçen; başta Allah-u Teâla’nın bize etmemizi tavsiye ettiği dualar olmak üzere meleklerin, peygamberlerin, Kurani şahsiyetlerin ve Allah’ın örnek verdiği müminlerin yaptıkları duaları derleyip toparladım.
“Sosyolojinin Babası” olarak bilinen Auguste Comte’dan 450 yıl önce, toplumların değişim ve işleyişleri hakkında evrensel kuralları ortaya koyan İbn Haldun’un Mukaddime’sine başladım.
Ahit Sandığı (İbranice’de ארון הברית, aron haberit) Tevrat’ta detaylı olarak tarif edilen, On Emir Tabletlerinin saklanması için yapılmış sandık.
Musa ile ilgili bazı şeyleri ilk kez duyacağınız yazımıza başlamadan önce şunu belirtmem lazım: Musa bir isim değildir. Musa veya Moses OĞUL demektir. Firavunların çoğunun isimlerinde vardır: Ramses – Ra Moses – Ra’nın Oğlu (Güneş Tanrısının Oğlu), Ahmose – Ah’ın Oğlu (Ay Tanrısının Oğlu, İlah kelimesi esasında İl = Tanrı, Ah = Mısır Ay Tanrısı demektir.)
Bir kaç gündür, akademisyenin birisinin Nuh Tufanı ile ilgili yaptığı konuşmaların yankılarını hayretle takip ediyorum.