Yeşil elbiseli, ilim sahibi bir kul olan Hızır kimdir?

Herkes, Hızır ile Musa’nın hikayesini bilir. Bu Ramazan gecesi, bir Hızır kavrayışıyla huzur bulmanın zevki içerisindeyim ve bunu sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Konu hakkında bir çok kitap yazıldı ve çok çeşitli tarifler yapıldı Hızır hakkında. Ancak ben bu yazıda spekülatif tahminlerden değil Kuran üzerinden ve ayetler ışığında bir sonuca varmaya çalışacağım.

Kehf Suresi’nde; “(Derken), kendisine katımızdan bir rahmet verdiğimiz ve ona tarafımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul bulmuşlardı.” (Kehf, 65) şeklinde tarif edilen kişinin hadis kaynaklarında Hızır olduğu ifade edilir. Ebû Hüreyre’nin naklettiği başka bir hadiste Hızır’a bu adın verilmesinin sebebi, “Kuru yerde oturduğunda altında otlar yeşerip dalgalanır.” (Buhari, Enbiya, 27; Tirmizi, Tefsîr, 19/1) şeklinde açıklanmıştır.

Peki kim bu ilim sahibi ve yeşilli/yeşil giyimli adam?

Kıyamet Suresi 19. ayette ifade edildiği gibi; Kuran’ın açıklamasını da Allah yine Kuran’da yapacağını söylüyor. O zaman başka bir yere bakmadan, elimizdeki bu muazzam rehberden ilerleyelim.

Hızır’ın kim olduğu hakkında aklımdaki soru işaretleri devam ederken karşıma iki ayet çıktı; Rahman Suresi 64. ayette, Cennet tasviri yapılırken; “(Bu cennetler) koyu yeşildir.” denilirken, başka bir tasvirde ise yine “(Orada) yeşil çimenlere ve çok güzel yaygılara (halılara) yaslanmış bir hâlde (olacaklar)dır.” (Rahman, 76) denilmektedir. Buradaki yeşil vurgusuna dikkatlerinizi çekiyorum. Canım, ne var bunda? Cennet zaten yeşillik bir yer diyebilirsiniz.

Devam edelim; İnsan Suresi, 21. ayette bu sefer cennetlikleri anlatılırken; “Üzerlerinde ince ipekten yeşil elbiseler ve kalın ipek kumaşlar olacaktır; gümüş bilezikler takacaklardır.” denilmektedir. Ve yine başka bir tarifte; “İşte onlara, altlarından ırmaklar akan durmaya değer cennetler vardır. Onlar orada koltuklara kurularak altın bileziklerle süslenip bezenecekler; ince ve kalın ipekli kumaştan yeşil elbiseler giyeceklerdir.” (Kehf, 31) deniliyor. Bakın karşımıza yine yeşil renk çıktı.

Şimdi Hızır tarifimize tekrar bakalım; “Kuru yerde oturduğunda altında otlar yeşerip dalgalanan.” Hem mekan olarak hem de giysi olarak yeşil renginin Cennet’te olduğunu ayetlerden gördük. Rivayetteki tarifle de uyuşunca, Hızır hakkında şöyle bir tarif yapılabilir: Hızır; ya Cennet ehli bir kişi ya da Cennet’te görevli bir varlık. Çünkü Kehf Suresindeki tarifi hatırlayacak olursak; “kullardan bir kul” olması gerekiyor.

Takip ettiğim mealde de Mehmet Okuyan, bu kulun, bir melek olduğunu parantez içinde ifade etmiş. Melek kavramı daha geniş bir anlama geldiği için, ben daha spesifik olması gerektiğini düşünüyorum. Ve Hızır’ın “Cennet ehli bir varlık/kişi” olarak tanımlamayı daha uygun buluyorum.

Süleyman ÜSTÜN

Bilişim Uzmanı, Sosyolog, Kamu Yönetimi, Felsefeci ve Sinemasever

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir