Albert Camus bugün yaşasaydı Black Mirror’u ayakta alkışlardı
2011 yılında yayınlanmaya başlayan İngiliz televizyon dizisi Black Mirror’un; sosyal medya, sanal gerçeklik ve yapay zekanın işlendiği 5. Sezonu Netflix’te yayınlanmaya başladı.
Türkçe’ye Kara Ayna olarak çevrilen dizide drama, macera, hiciv ve bilim kurguyu iç içe izleyebiliyorsunuz.
2011’de İngiliz Channel 4’te yayınlanan dizinin, kazandığı başarısı ile popüler olunca 2015 yılında Amerikan Netflix tarafından yayın hakları satın alınmıştır.
Dizinin yapımcılığını Barney Reisz, yönetici yapımcı görevlerini ise Charlie Brooker ve Annabel Jones yürütmektedir.
Ünlü bilim kurgu yazarı Stephen King dizi için beğenisini ifade etmiş; oyuncu Robert Downey, Jr. ise “The Entire History of You” adlı bölümü film olarak çekmeyi düşündüğünü açıklamıştır.
5. Sezonda diğer sezonlar gibi sizi koltuğa çivileyen bölümler içeriyor. Genel itibariyle doğal yaşam ile dijital yaşam arasındaki zıtlığı konu eden dizinin son bölümlerini izlerken; absürt durumlar sonunda ortaya çıkan ikilem ile diyalektik felsefenin dibine vuruyorsunuz.
Bu manada bana modern Albert Camus hikayeleri gibi gelen bölümlerin sonunda; yaşadığımız zamanı sorgulayan, bu dünyada neden varız ve nasıl yaşamalıyız sorularını sordurtan harika duygular kaplıyor bedeninizi.
3 bölüm olarak yayınlanan 5. Sezonun bölümleri hakkında kısa bilgiler vermek gerekirse;
Striking Vipers
En sevdikleri bilgisayar oyununun sanal gerçeklik eklentisinde yeniden buluşan eski üniversite arkadaşları Danny ve Karl, gece seanslarında sürpriz bir şey keşfeder.
Smithereens
Londralı bir şoför, bir sosyal medya şirketinin çalışanını kaçırınca uluslararası bir krize sebep olur.
Rachel, Jack ve Ashley Too
Yalnız bir genç kız, idolü olan pop yıldızı Ashley O’dan esinlenen bir robot bebeği saplantı haline getirirken gerçek Ashley’nin hayatı altüst olmaya başlar.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi varoluşçuluk ve absürdist felsefenin öncülerinden, Yabancı (L’Étranger), İlk Adam (Le premier homme), Veba (La Peste) gibi eserlerin sahibi, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Albert Camus bugün yaşasaydı ve Black Mirror’u izleseydi sanıyorum ayakta alkışlardı.
Bize de onun alkışlarına eşlik etmek düşüyor.