Costantinople değil İstanbul
Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar İstanbul’un adı, “Konstantiniyye” idi. Atatürk son tarih olarak 28 Mart 1930’u verdi ve bu tarihten sonra yurt dışından gelecek mektuplarda şehrin adı olarak Konstantiniyye yazılması durumunda mektupların iade edileceğini bildirdi. Batı dünyası ayağa kalkmıştı.
Bu şehre en eskiden Byzantion deniliyordu. Sonrasında Constantinopolis (Costantinople) denildi. Zamanla halk arasında İstanbul adı da kullanılmaya başlandı. İstanbul’a Osmanlı Devleti zamanında sadece “Der-Saadet” “Asitane” gibi unvanlar verildi. Hatta başkent anlamına gelen “Payitaht” bile isim gibi kullanıldı. Ama Osmanlı okumuşları dahi Kostantiniyye ismini kullanmaktan vazgeçmediler. Halk; ise İslambol diyordu.
Türklerin eline geçmesine karşın Batılılar bu şehre Konstantin’in Şehri anlamına gelen Konstantinople demeye devam ettiler. Ta ki Türkiye Cumhuriyeti kurulup Mustafa Kemal Atatürk, bu işe el atana kadar. Mustafa Kemal Atatürk; Batı, özellikle de Rum Hıristiyanlığı’nın hedefindeki bir şehir olan İstanbul’u öz adına kavuşturdu. Bunun nasıl olduğunu gelin yabancı bir kaynaktan öğrenelim:
Charles H. Sherrill, 1932-33’te ABD’nin Ankara Büyükelçisi idi. Gazi Mustafa Kemal’i ve yeni cumhuriyeti anlattığı eserinin giriş başlığı çok çarpıcıdır: “Costantinople Değil İstanbul”
Büyükelçi Sherrill burada İstanbul’u anlatırken diyor ki: “Biz yabancılar, bu eski şehir için Costantinople adını kullanmaya o kadar dilimizi alıştırmışız ki şimdi “İstanbul” demekte hayli güçlük çekeriz. Ama 1929 yılının Ocak ayından beri bu şehrin resmi adı artık İstanbul’dur ve Costantinople yazılarak gönderilecek mektupların Türk posta idarecileri tarafından geri gönderilmesi ihtimali her zaman vardır.
3 Ocak 1929’da Türkiye’nin posta telgraf ve telefon genel müdürü, merkezi İsviçre’nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası Posta, Telgraf ve Telefon Teşkilatı’na bir mektup yazarak bundan sonra “Constantinople” yerine “İstanbul” adının kullanılması gerektiğini resmen bildirmiştir.” (Bir Elçiden GAZİ MUSTAFA KEMAL, Tercüman Yay. S.24)
İşte bu karardan sonra Konstantin Şehri, resmen İstanbul olmuştur. Böylece Türk ve Müslüman kimliğine kavuşmuştur. Herkesin bu durumu iyi bellemesi için 1950’lerde ABD’de “İSTANBUL İS NOT CONSTANTİNOPLE” adlı bir şarkı bestelendi ve bir pop müziği grubu bu şarkıyı ünlendirdi.
İstanbul’un Fethi’nin 500. Yıldönümü olan 1953 yılında sözleri Jimmy Kennedy , bestesi Nat Simon’a ait olan şarkı The Four Lads adlı müzik topluluğu tarafından plağa okunarak dünya çapında ünlendi.
Bu şarkının İngizlizce özgün sözleri aşağıdadır:
“ISTANBUL (IS NOT CONSTANTINOPEL)”
Istanbul was Constantinople
Now it’s Istanbul, not Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Now it’s Turkish delight on a moonlit night
Every gal in Constantinople
Lives in Istanbul, not Constantinople
So if you’ve a date in Constantinople
She’ll be waiting in Istanbul
Even old New York was once New Amsterdam
Why they changed it I can’t say
People just liked it better that way
So take me back to Constantinople
No, you can’t go back to Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Why did Constantinople get the works?
That’s nobody’s business but the Turks
Istanbul (Istanbul)
Istanbul (Istanbul)
Even old New York was once New Amsterdam
Why they changed it I can’t say
People just liked it better that way
Istanbul was Constantinople
Now it’s Istanbul, not Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Why did Constantinople get the works?
That’s nobody’s business but the Turks
So take me back to Constantinople
No, you can’t go back to Constantinople
Been a long time gone, Constantinople
Why did Constantinople get the works?
That’s nobody’s business but the Turks
Istanbul!!