Son lokmayı paylaşmak ama iki ekmeği paylaşamamak

Bugün, yaşadığım bir olay üzerinden; bazı değerlerimizi madde ve mana düzeyinde, zahiri ve batını olarak değerlendirmek istiyorum.
Bayram günü olumsuz bir şey paylaşarak bu manevi iklimi bozmamak adına ertelediğim bir durumu aktarmak istiyorum. Arefe ve Bayram’ı kapsayan sokağa çıkma yasağından bir gün önce akşam ekmek almak için fırına gittim. Fırında son kalan 2 ekmeğe, orta yaşlı bir kişiyle birlikte hamle yaptık ve birer ucundan tuttuk. Sonrasında amca, o kadar şiddetle çekiştirdi ki ekmeği bırakmak zorunda kaldım. Bırakırken de; “Bak, iki ekmek var. Biri senin biri benim. Ayıp ediyorsun dedim.” Buna rağmen, savaş kazanmış bir komutan edasıyla sırıtarak arkasına bakmadan çekip gitti.
O zaman aklımda şu sorular belirdi: Biz, komşusu açken tok yatmayan bir peygamberin ümmeti değil miydik? Biz ki; son lokmasını mümin kardeşiyle paylaşan bir medeniyetin mensubu değil miydik? Bizler; Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan hakimiyet alanımızda mazlumların hamisi değil miydik? Ve biz, 600 yıl koyunla kurdu aynı yerde, birbirine zarar verdirmeden yaşatan, mağdurun yayında, zalimin karşısında duran, adaletle hükmeden, kimseyi açta, açıkta bırakmayan Osmanlı’nın torunları değil miydik?
Bunun iki açıklaması olabilir, ya değildik ve biz öyle sanıyorduk, ya da öyleydik ama artık değiliz. Her iki durum; yüzyıllardır övündüğümüz o değerlerden uzaklaştığımızın ve bir çöküşte olduğumuzun kanıtıdır. “Ne var bunda? Münferit bir olayı çok büyütmüşsün!” demeyin. Barajdaki küçücük bir çatlak, o barajı çökertir. Camınızdaki bir çizik, zamanla o camı patlatır. Kaldı ki bu sadece bir çizikle de açıklanamaz. Daha önce de defalarca böyle durumlarla çok karşılaştım/karşılaşıyorum ve sizlerle de paylaşıyorum.
Biz ne zaman; son lokmasını bile paylaşan bir toplumdan iki ekmeği paylaşamayan toplum haline geldik? Şimdi sorsan o amcaya, ezan, bayrak, vatan, millet, din, iman der başka bir şey demez. Aynı, yüce Allah’ın; “Yazıklar olsun o namaz kılanlara…” dediği gibi bu hamasi laflardan öte o değerlerimizi değerli kılan ilkeleri bilip, o ilkelere sarılmazsak, ayette ifade edildiği gibi gideceğimiz yer iyi bir yer değildir. Hem bu dünya da, hem de öteki dünyada.
Bu vesile ile ünlü filozofların ekmek ve paylaşma ile ilgili söyledikleri sözlerine bakıp, üzerinden düşünmenizi tavsiye ederim.