Dramatik bir mafya hesaplaşması

IMDB puanı 3.8 olan ancak Bruce Willis’i görünce hemen atladığım bir filmdi Setup. Önceki gün izleme fırsatı buldum. İşte izlenimlerim.

IMDB puanı 3.8 olan ancak Bruce Willis’i görünce hemen atladığım bir filmdi Setup. Önceki gün izleme fırsatı buldum. İşte izlenimlerim.

Öncelikle benim puanımın 5 olduğunu söylememde yarar var. O kadarda kötü bir film değil. Biraz izledikten sonra, aklıma 90’lı yıllarda çekilen şarkıcı dizileri geldi. Hani her popüler şarkıcının hemen bir dizisi çekilirdi. Biraz o hisse kapıldım bende. Ancak biraz izledikten sonra hemen o hissi üzerimden atıp merakla devam ettim beklemeye. Acaba esas oğlan ne zaman görünecekti.

Yeni neslin 50 Cent olarak tanıdığı, Curtis Jackson’ı Sonny rolünde görünce söyledim tüm bunları. Bana kalırsa herkes kendi işini yapmalı. Bu konuyu burada kapatıp devam ediyorum.

Büyük adamlar, büyük adımlar atarlar.

Görüntünün durdurulup, ekrandaki kişini n lakapları; Tetikçi, Kaba Kuvvet, Mafya Babası, Sürücü gibi yazılmaya başlanınca, bu sefer de Good, Bad Ugly (İyi, Kötü, Çirkin) aklıma geliverdi. Hani orada da tam böyle oluyordu ya. Bende illaki bir yerlere bağlayacağım. Huy işte. Neyse devam edelim.

Bir fare, ancak başka bir fare için değerlidir.

Filmin ana konusuna gelince; bir hırsızlık çetesi, son soygundan sonra içlerinden birisi olan Vincent Long tarafından ihanete uğrar. Maalesef çete üyelerinden birisi, Dave hemen oracıkta ölüverir. Sonny’nin de öldüğünü düşünen Vincent, oradan uzaklaşır. Ancak kurtulmayı başaran Sonny, artık intikam için yanıp tutuşmaktadır.

Şayet her şey kusursuz olsaydı, dünyada olmazdın.

İşte bu sırada bizim esas oğlanımız, “Mafya Babası” etiketiyle devreye girer. Walkman markası gibi ismi olan Sonny, Biggs ile yaptığı pazarlık sonucu Vincent’e ulaşıp intikamını alacaktır. Bu arada, ben pek alaka kuramasam da Vincent’in babasından da bahis geçer filmde. Vincent’in babası olan William hapistedir. Vincent ise gardiyanlara para yedirerek onu hapiste hücrede tutmaya çalışmaktadır ki diğerleri onu öldürmesin. Burada benim için esas önemli olan nokta; William’ın bizim Dexter’ın babası (Harry Morgan) olan James Remar’ın canlandırıyor olması.

Bundan böyle filmlerin sonlarını söylememe kararı aldığımdan dolayı sonuçta ne olduğunu söylemeyeceğim. Ancak başta da dediğim gibi o kadar da kötü bir değil. Benim gibi film tutkunlarına kaçırmamaları gereken bir diyorum.

Son olarak her makalenin sonunda bahse konu olan film ya da dizide geçen bir iki güzel replik yazarak tamamlamak istiyorum.

Süleyman ÜSTÜN

Bilişim Uzmanı, Sosyolog, Kamu Yönetimi, Felsefeci ve Sinemasever

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir