Macar Suyu, Köln Suyu, Eau de Cologne ya da Kolonya
Macar Suyu, Köln Suyu, Eau de Cologne ya da Kolonya, etil alkol, su ve limon, çiçek veya tütün esansı gibi hoş koku veren maddelerin karışımından oluşan bir tür parfüm.
Tüm zamanların en yaygın kullanılan tuvalet malzemesi olarak da bilinen kolonya, ilk kez 1709 yılında İtalyan Giovanni Paolo Feminis tarafından Köln’de üretilmiştir. İçerdiği alkol oranı genellikle derece ile belirtilir (örneğin 70 derece, 80 derece gibi). Cilde sürüldükten sonra içerisinde bulunan alkolün hızla buharlaşması ve bu sırada buharlaşan alkol moleküllerinin çevrelerinden ısı çekmesi nedeniyle kullanan kişiye bir serinlik verir ve genelde ferahlamak için kullanılır. Bunun dışında keskin kokusu sebebi ile ayıltıcı özelliği vardır.
Tarihçe
Bir efsaneye göre Macar Suyu olarak bilinen ve ilk defa bir keşiş tarafından Macaristan Kraliçesi Elizabeth için üretilmiş olan koku, kolonyanın atasıdır. Floransa’daki Santa Maria Manastırı rahibelerinin aqua reginae adıyla 14. yüzyıldan itibaren üretmekte oldukları bu koku bir teoriye göre 17. yüzyılda bir gezgin olarak Floransa’da bulunan İtalyan parfümcü Giovanni Paolo Feminis’in ilgisini çekmiş ve baş rahibeden formülünü öğrenmiştir. Köln’de yaşayan Feminis Floransa’dan döndüğünde bu kokunun içine bergamot, limon ve portakal esansı katarak bugün kolonya denilen kokuyu geliştirdi; önce Eau Admirable” (Hayranlık verici su), daha sonra da “Eau de Cologne” (Köln suyu, Almanca “Kölnisch Wasser”) olarak pazarlamaya başladı.
Artan talep üzerine Feminis’nin yardıma çağırdığı Giovanni Maria Farina adlı bir başka İtalyan parfümcü 1709’da Köln’de kurduğu fabrikada üretime devam etti. Köln Tıp Fakültesi’nin bu kokuyu tıbbi ürün olarak onaylamasının ardından kolonya Avrupa’da yaygınlaştı.
Kolonya ilk geliştirildiği yıllarda tıbbi amaçla kullanılıyordu. O günlerdeki formülüyle biberiye, portakal çiçeği, bergamot ile limondan oluşan ve ferahlatıcı özelliği yüzünden rağbet gören karışım, sindirim sistemi rahatsızlıklarında şeker üzerine damlatılarak alınıyor ya da şaraba karıştırılarak içiliyordu. Antiseptik özelliğinden ötürü ağız çalkalamada, yara temizliğinde kullanılıyor, kas ve eklem ağrıları için harika bir friksiyon solüsyonu oluyordu.
Uzun yıllar tedavi edici özelliğinden yararlanılan bu sıvı, tuvalet amacıyla kullanılmaya başlandıktan sonra bir devrim yüzyılı olan 18. yüzyılda adeta bir çığır açtı. Sınıf savaşının en keskin biçimde yaşandığı yıllarda yükselen burjuvazi karşısında, ağır ve pahalı parfümlerle özdeşleşen aristokrasi yenik düşünce, ağır kokuların da itibarı azalmıştı. Kolonya gibi hafif ve ferahlatıcı kokular sadeliğin, saflığın simgesi haline geldi ve burjuvazinin gözdesi oldu.
Köln’de 1799’da üretilmeye başlanan “4711” adlı kolonya markası, üretimi günümüzde de devam eden en eski kolonya markasıdır.
Kolonya Hakkında
Yüzde 80-96’sı etil alkol, kalan kısmı ise su ve esanstan oluşan kolonya, ağzı kapalı ve güneşten uzak kaldığı sürece ortalama beş yıl bozulmamaktadır.
Kolonya sürdükten sonra ferahlık hissedilmesinin sebebi, içindeki etil alkolün uçucu olması ve buharlaşırken vücut ısısını da beraberinde götürmesidir.
Evde kolonya yapmak için 150 ml.lik etil alkol ile 20ml suyu çalkaladıktan sonra, 10 veya 15ml’lik limon esansı ilave ederek karıştırmak yeterlidir.
İçine etil alkolden daha ucuz olduğu için metil alkol suyu koyulan kolonyalar, içildiği takdirde görme yetkisinin kaybedilmesine (körlüğe) neden olur. Aşırı tüketimi de öldürmektedir.
Türk ananesinin şeker ile birlikte en önemli ikram ürünlerindendir. II. Abdülhamid devrinin ilk yıllarında kolonyanın Osmanlı topraklarına ithal edilmeye başlaması, 1882’de ise yerli üretime geçilmesinden sonra ülkede konuk ağırlama ritüelinin ilk adımı olan gül suyu ikramının yerini kolonya ikramı almıştır.