Oğlum, oku da insan ol!
Bugün, Kürt kökenli Türk yazar ve eski imam Arif Tekin’in Sümerler’den İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler adlı eserinden çok çarpıcı bir alıntı yapacağım.
Arap grameri üzerine medrese tahsili görmüş, dolayısıyla Arapça’nın, nahiv ve sarf gibi temel kurallarına çok hakim olan Arif Tekin, sonrasında İmam Hatip Lisesi’ni ve İlahiyat Fakültesini de dışarıdan bitirmiştir. Kur’an’ın Kökenii Muhammed ve Kurmaylarının Hanımlarıi Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed’in Ölümü, Kur’an’da Allah, İslam’da İçki, Bilinmeyen Yönleriyle Kur’an (Kur’an’ın Kökeni 2), Hz. Muhammed’in Hocaları, İslam’da Cinsellik, İslam’da Şiddet, Hz. Ömer’in Kur’an’daki İzleri, Kur’an’da Kadın ve Hz. Muhammed’in Hanımları, Hz. Muhammed’in Uzay Yolculuğu, Zerdüşt’ten Kur’an’a gibi kitaplarıyla bilinen yazar, dinlere ve kutsal kitaplara eleştirel bakışıyla bilinmektedir.
Şimdi sizlere onun Sümerler’den İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler adlı eserini okurken karşılaştığım bir bölümü aktarmak istiyorum. Bir sosyolog olarak toplumların zihin kodlarının nasıl oluştuğuna çok kafa yordum. Ta, avcı ve toplayıcılardan bu yana, ilkel kabile düzeninde edinilen, yerleşik hayata geçtikten sonra oluşan tarım ve sanayi toplumlarında ortaya çıkan tüm davranış ve inanış biçimlerinin tarih boyunca kuşaktan kuşağa geçtiğini ve coğrafi olarak farklılıklar gösterse de özünde bir çok duygunun ortak olduğunu gördüm. İşte bu duruma uyan belki de en çarpıcı örnek olduğu için bu bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
19. YY’da yapılan kazı çalışmalarında bulunan bazı Sümer tabletleri, zamanın eğitim sistemi ve okul hayatıyla ilgili çok önemli bilgiler içeriyor. O zamanki okullar normal evler gibiydi ancak ele geçen bazı tabletlerde, kerpiçten yapılmış ikili, üçlü sıralar halinde Nippur, Şuppur ve Ur kentlerinde okulların olduğu saptanmıştır. O dönemdeki öğretim ile ilgili öğrencilerden kalma tabletlerde, okula yeni başlayanların acemice yazıları, diploma aşamasında olanların yazıları, öğrenci ödevleri gibi yazılar vardı. Okulun başında, bugünkü okul müdürleri gibi “Okulun Babası” diye adlandırılan sorumlu bir kişi bulunuyordu. Bazı tabletlerden, öğrencinin 1 ayda 6 gün istirahat edebildiği anlaşılıyor. Eğitim ise sabahtan akşama kadar devam ediyordu.
Yine o dönemle ilgili bir babanın öğrenci olan çocuğuna verdiği öğüt bugün de geçerli. İşte herkese tanıdık gelecek olan o çarpıcı öğüt şu şekilde;
Okula git, kendini okul yetkilisine tanıt, çantanı aç, dersini oku, tabletlerini hazırla. Okulda işin bitince doğruca eve gel, yolda yaramazlık yapma.
Oğlum oku adam ol. Bak ben, diğer insanlar gibi sana yük çektirmedim, seni çobanlığa göndermedim. Senin yaşıtların şu kadar arpa çekiyorlar, sayelerinde babaları zengin oldu ama ben sana bunları yaptırmadım. Bari oku da insan ol.
Konuşmasını oğlu için tanrıya dua ederek bitiren babanın gök kubbede 4 bin yıl önce yankılanan bu sesi, şimdilerde hala aileler arasında çınlamaktadır. Sonuç olarak dünyanın önde gelen Asur bilimcilerinden ve dünya çapında tanınmış Sümer ve Sümer dili uzmanı Samuel Noah Kramer’in Tarih Sümer’de Başlar tezini doğrular nitelikteki bu bilgi umarım benim gibi sizi de hayrete düşürmüştür.