Allah’ın yarattığı fıtrat üzere, uyum içinde yaşarız biz

Duvara; “Ya musalla, ya ölüm.” yazmış. Masada, silah ve sigara, fonda Ahmet Kaya. Uzun zamandır iddia ettiğim gibi kafalar karışık, zihinler bulanık. Muhtemelen; “Ya musalla, ya maphus.” demek istiyor ama onu bile anlayamamış.

Sosyal medya ve dizilerde racon kesen, ayar veren derin abi figürleriyle yoğrulmuş beyni ne olduğunu anlayamıyor. Neye, neden inandığını bilmiyor. Sebep-sonuç ilişkisi kuramıyor. Derin tarih, derin devlet, derin futbol, derin abi masallarıyla uyutulan komplucu zihinler ürüyor.

Toplum hızla bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Buradan ısrarla yine; “suya yazı yazmaya”, “taşa can vermeye”, “mevtayı diriltmeye” çalışayım: Sevgili siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, şeyhler, hocalar, fenomenler…

Eğer Allah’ınızı seviyorsanız, eğer vatanınızı seviyorsanız, eğer zerre kadar sorumluluk sahibiyseniz bırakın artık tahrik etmeyi, bırakın artık düşmanlaştırmayı. Siz arkanızı dönüp refah içinde yaşamaya devam edebilirsiniz, belki de çekip gidebilirsiniz ama bu toplum bu tiplerle baş başa kalıyor.

Birisi, soğuktan üşümesin diye arabasına alan taksiciyi öldürüyor. Diğeri, kendine göre din anlayışı olan bir hanifi öldürüyor. Bir diğerinin gücü, gariban emekçiye yetiyor, fabrika basıyor.

Tamam, pes. Bütün koltuklar sizin olsun, bütün paralar sizin olsun, yeter, susun artık başka bir şey istemiyorum. Rahat bırakın bizi. Siz olmasanız, bu millet kendi dengesini bulur. Allah’ın yarattığı fıtrat üzere, uyum içinde yaşarız biz.