İbrahim Jessica’yı Aylavyu

Yönetmenliğini ve senaristliğini 2005 yılında çok izlenen bir dizi olan Emret Komutanım’ın da senaristi olan Sermiyan Midyat’ın yaptığı, başrollerinde Ayşenil Şamlıoğlu, Cengiz Bozkurt, Meray Ülgen gibi oyuncuların oynadığı 2010 yılı Türkiye yapımı olan film, Marni’in Hasankeyf ve İzbırak yörelerinde çekilmiştir.

Filmi başlarken çalan türkü ile gülmeye başlıyorsunuz. Moğollar’dan Cehit Berkay’ı görünce ha dedim kesin üstat yapmıştır müzikleri. Ama film ekibinde (dikkat ederseniz cast demiyorum) sözleri Sermiyan Midyat’ın yazdığı, müzikleri de Cem Yıldız’ın yaptığı yazıyor. O kadar güzel bir türkü yapılmış ki, filmin müziklerini yapanları şimdiden tebrik ediyorum. Yapımcı koltuğunda Plato ve Sinan Çetin isimlerini görünce, arkama yaslanıp keyifle izlemeye başladım.

Kimsenin nüfusa kayıtlı olmadığı, harita bile yer bulmayan bir köyde geçer hikaye. Köyün ağası sürekli mektuplar yazar devlete. Birisi dikkate alıp köyü resmiyete kavuştursun diye. Ama nafile. Yıllardır bir cevap alamaz.

Okumak için üniversiteye giden, ağanın oğlu İbrahim, otobüs terminalinde karşılaştığı Amerikalı Jessica’ya aşık olur. Aşkına karşılık bulunca da köyüne geri döner ve onu sevdiğini söyler. İstemeye Amerika’ya gitme kararı aldıklarında ağa engeller. Onların buraya gelmesi uygun görülür.

Jessica, annesi, Polis Akademisi filmlerinde Mahoney karakteriyle tanıdığımız Amerikalı’lı oyuncu Steve Guttenberg’in canlandırdığı babası ve kardeşi ile birlikte köye gelirler. İki kültürün kaynaşması, dil sorunları ve klasik Amerikan rüyası hayalinden sonra kız istenir ve düğüne geçilir.

İbrahim’in beşik kertmesi amcasının kızı ve babası müdahale eder ve kızın İbrahim’den hamile olduğunu söylerler. Jessica’nın ümitleri yıkılan İbrahim’e DNA testi yaptırmasını söylemesiyle durum açığa kavuşur.
İbrahim’in evde kalmış kardeşi, Jessica’nın kardeşi Dany’e aşık olur ve sürekli onu rahatsız eder. Ayrıca İbrahim’in beşik kertmesi de İbrahim’i bırakmak istememektedir. Köyde her söylenti kulaktan kulağa değişerek ilerler. Bu sahnelerde ortaya çıkan, benim güncel Hüdaverdi diye adlandırdığım çocuğu izleyince gülmekten yerlere yatacaksınız benim gibi.

Amerika’da ikiz kulelere yapılan saldırının da konu edildiği film mutlu sonla bitmektedir. İbrahim ve Jessica ile kardeşleri birlikte evlenirler. Fakat Zişan’ı hamile bırakanın kim olduğu hala bulunamamıştır. Bir çocuğun Dany’nin kamerasını kurcalarken bulduğu görüntülerde Zişan’ı filmin başında türkü söyleyen grubun içinden birinin hamile bıraktığı belli olur.

Burada bana göre önemli bir husus söz konusudur. O kişi aslında filmde hiç rol almaz sadece türkü söylenirken Cahit Berkay ile birlikte gösterilir. Sonunda Zişan’ı kirletenin o olduğu öğrenilince Edirne tabelasının olduğu ve kamyonun arkasında çalgıcıların gittiği sahne gösterilir. Buraya kadar bir şey yok. Ama çalgıcının tipini dikkate alınca ve Edirne’den yurtdışına çıkış yapılacağı gibi bir anlam çıkarılırsa, o kişinin Kürt kökenli Şivan Perver olduğu hemen anlaşılabiliyor.

Bu konu ve Türkiye gelmedi Amerika geldi vurgusu birleşince, filmin politik tarafı da olduğun söylemek yanlış olmaz. Sonuç itibariyle hem gülmek hem de düşünmek isteyenler varsa buyursun izlesinler.

Süleyman ÜSTÜN

Bilişim Uzmanı, Sosyolog, Kamu Yönetimi, Felsefeci ve Sinemasever

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir