Sıradışı bir yaşamın getirdiği fantastik bir külliyat

Tarihten, sıradışı portreleri paylaştığım yazı serisine, Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit gibi fantastik kurgulara imza atan J.R.R Tolkien ile devam ediyorum.

Adet edindiğim üzre, ilgili şahsiyetleri haklarında yayınlanan sinema filmleri üzerinden anlatmaya çalışıyorum. Böylece hem filmi yorumluyor, hem de şahsiyetin karakterini anlamaya çalışıyorum. İşte Tolkien’i de 2019 yılı yapımı bir biyografi olan Tolkien filmi üzerinden anlatacağım.

Tolkien (2019)

1892-1973 yılları aradında yaşamış, tam adı John Ronald Reuel Tolkien olan İngiliz yazar, şair, filolog ve profesör unvanlı akademisyen. Uzmanlık alanı Anglo-Saxon Dili ve Edebiyatıdır. Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion gibi fantastik kurgu eserleriyle tanınır.

Şimdi, belki de yüzyıllarca okunup-izlenmeye devam edecek olan bu eserleri yaratan beynin içine bir yolculuk yapalım.

Kardeşiyle birlikte küçük yaşta yetim kalan Tolkien, kilisenin desteğiyle zengin dul bir kadının gözetiminde yetişir. Aynı evde yaşadığı diğer yetim kızla duygusal ilişki kuran genç Ronald, bir türlü açılamıyor.

Gittiği kolejde kurduğu bir arkadaşlık cemiyeti ile gençlik yılları geçen yazar, üniversite sınavında başarısız olarak çok istediği Oxford’a giremedi. Bunun faturası genç kızla olan duygusal bağa kesilince, ilişkisini bırakıp Oxford’a burslu girmeyi başarır.

Yüzüklerin Efendisi (2001)

Bu arkadaşlık ilişkisini görünce akla Ölü Ozanlar Derneği geliyor. Acaba hikaye böyle mi devam edecek derken buradaki arkadaşlığın daha yüzeysel olduğu hemen göze çarpıyor.

Üniversitede yaşadığı talihsizlikler yüzünden bursunu kaybedince, Filoloji bölümüne geçerek devam edebileceğini fark eder. İşte bu süreçte yaptıkları, yazdığı eserlere kaynak oluşturacak altyapı oluşturacaktır.

1. Dünya Savaşı sırasına arkadaşlarıyla birlikte subay olarak katılan Tolkien’in savaşta yaşadığı trawmayı görünce, bu kadar fantastik hikayelerin nasıl bir zihinden çıktığı daha iyi anlaşılıyor.

Savaşın insan üzerine yaptığı etkileri düşünürken aklıma dün yokluğunu andığımız, Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk geliyor. Ulusumuzun onun gibi büyük bir devlet adamını çıkarmasını da gördüğü sayısız savaşa bağlamak abartı olmaz sanırım. Zira savaş meydanı, belki de bu hayattaki en alçak seviye olduğu için onu görmüş ve yaşamış kişiler bir daha böyle durumlara düşmemek için var gücüyle çalışıyor diye düşünüyorum.

Hobbit (2013)

Savaştan sonra, sevdiği kızla evlenip Oxford’da hoca olan Tolkien, bir yandan bir şeyler yazmak, diğer yandan yaşadığı ailevi sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Arkadaşlarını savaşta kaybetmenin acısı da eklenince büyük bir düşüş yaşadığı söylenebilir. Ama bu düşüş, yerini aynı derecede büyük bir sıçrayışa bırakacaktır.

Yüzüklerin Efendisi repliklerine buradan ulaşabileceğinizi de belirtmiş olalım.

Sonuç olarak, kendi yaşadığı serüveni fantastik bir dünya ile anlattığı o muhteşem eserleri yazmaya başlar. Arkadaşlık hakkında, yolculuk hakkında bir hikaye. İçinde kardeşlik olan, aşk olan bir hikaye. Aslında Tolkien’in bu eserleri için sıradışı bir yaşamın getirdiği fantastik bir külliyat denilebilir.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir