Kaderine terk edilen göğüs hastanesi

İstanbul’daki Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi'nin yükünü azaltmak için yeni bir merkez için yer arayışına girildi. İsviçre’den uzmanlar geldi.

Yıl 1954. İstanbul’daki Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi’nin yükünü azaltmak için yeni bir merkez için yer arayışına girildi. İsviçre’den uzmanlar geldi. Ormanlık arazisi ve hava şartları en uygun yer olarak Kastamonu Daday ilçesi seçildi. İsviçre’deki bir hastanenin mimarisinden esinlenerek 300 yataklı Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi inşa edildi.

Hastane, 53 bin dönüm arazi üzerine, adeta cennet gibi bir bölgede hizmete açıldı. Hastane binası sarıçam, karaçam ve kayın ormanlarının bulunduğu özel bir yerde yer aldı. Özellikle verem ve astım hastalarının şifa yeri oldu.

Zamanla adı tüm Türkiye’ye yayıldı. İskenderun’dan hasta demir işçileri; Ereğli’den, Soma’dan, Urfa’dan, Mardin’den, Karadeniz’den gönderilen hastalar Ballıdağ’da şifa buldular. Yaygın rivayete göre 2–3 haftalık ömrü kaldığı söylenen hastalar, bu hastanede iyileşti ayağa kalktı.

Hababam Sınıfı’nın yazarı ve Türk Edebiyatı’nın efsane ismi Rıfat Ilgaz yaklaşık 3 ay bu hastanede tedavi görerek iyileşti.

Özellikle 1970 ve 80’lerde etkin bir hizmetin verildiği hastanede 150 kadar personelle 4 vardiya çalışıyordu. Ancak 2000’li yıllara doğru hastanenin hasta sayısı giderek azaldı. 2005’e gelindiğinde ise hastane kapatıldı. Bu süreçten sonra hastanenin başına gelenler, hastane binasının giderek bir ‘hayalet bina’ya dönüşmesine neden oldu.
Lojmanları, çocuklar için oyun parkı, hastalar için yürüyüş parkuru gibi birçok sosyal tesisi de barındıran hastanenin içinde, o günün şartlarında tiyatro salonu bile ihmal edilmedi.

Döneminde, başta verem olmak üzere göğüs hastalıkları hastalarının yatarak aylar süren tedavilerinde sıkılmamaları ve sosyal aktiviteler için tiyatro salonunun bulunduğu hastane, bugün korku filmleri sahnelerini andırıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) bünyesinde hizmet veren hastane 2005 yılında Sağlık Bakanlığı’na devredildi.
Bakanlık da hastaneyi Hacettepe Üniversitesi’ne 49 yıllığına kiraladı. Hacettepe Üniversitesi hastanede gerekli tadilat ve yatırımı yapmak için gereken ödeneği bulamayınca hastaneyi Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü’ne devretmek zorunda kaldı.

Hastanenin, Orman Genel Müdürlüğü’ne devri ile belirsizlik daha da arttı. En son 2 güvenlik görevlisi de hastaneden çekildi. Kapı ve pencereleri açık durumdaki hastane, geçtiğimiz yıllarda ilçeyi de etkisi altına alan fırtınada önemli ölçüde hasar gördü.

Korumasız kalan hastanede bulunan her şey kimliği belirsiz kişilerce halen yağmalanmaya devam ediyor.

Yurt dışında birçok yere milyarlarca lira harcanarak yapılan camiler yerine bu hastaneye yatırım yapılmış olsaydı, bugün birçok hastaya şifa olurdu.

Ne demiş eli öpülesi atalarımız? “Sakla samanı, gelir zamanı.”

Süleyman ÜSTÜN

Bilişim Uzmanı, Sosyolog, Kamu Yönetimi, Felsefeci ve Sinemasever

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir